Allah, affeden kulunun değerini artırır, sözü hadis mi?
Değerli kardeşimiz,
Evet, Allah Teâlâ affeden kulunun değerini artırır, sözü hadistir. İlgili hadisin tamamı şöyledir:
“Sadaka vermekle mal eksilmez. Allah Teâlâ affeden kulunun değerini artırır. Allah rızası için alçak gönüllü olanı Allah yüceltir.” (Müslim, Birr 69)
Bu hadis-i şerifte üç ahlak esasına temas edilmektedir.
Birinci esas, sadaka vermekle ilgilidir.
Bütün cimrilerin elini kolunu bağlayan, başkasına yardım edince servetinin azalacağı korkusudur. Hz. Peygamber (asm) Efendimiz bu düşüncenin yanlış olduğunu vurgulayarak, sadaka vermekle malın eksilmeyeceğini belirtmektedir. Sadaka vermekle malın nasıl eksilmeyeceğini bizzat Allah Teâlâ açıklamakta ve kendi rızası için harcanan malın yerine yenisini koyacağını vadetmektedir. (bk. Sebe, 34/39)
Bir hadiste, ilgili meleğin, her Allah’ın günü, “Allah’ım! Verene yenisini ver!” (bk. Buhârî, Zekât 27) diye dua ettiği, başka bir hadiste Allah Teâlâ’nın “Adem oğlu! Ver ki, sana da verilsin!” (bk. Buhari, Nefekat 1) buyurduğunu görüyoruz.
Bütün bunlardan şunu öğreniyoruz ki, Cenab-ı Mevla, eli açık kulunun malını bereketlendirmekte, eksiğini kapatmakta, harcananın yerine yenisini vermektedir.
Sadaka vermekle malın eksilmeyeceğini böyle anlamak mümkün olduğu gibi, Allah için verilen mala karşılık Cenab-ı Hakk’ın sevap vereceğini düşünmek de mümkündür.
Bu anlayışa göre, maddi yönden malı azalan kimse manevi yönden sevap kazanmak suretiyle hayırlı bir alışveriş yapmış olmaktadır. Kur’an-ı Kerîm’de bu hayırlı alışverişe temas edilmekte, Allah Teâlâ’nın kullarına cenneti vereceği, buna karşılık onlardan canlarını ve mallarını alacağı belirtilmektedir. (bk. Tevbe, 9/111)
Hadis-i şerifteki ikinci ahlak esası, affedip suç bağışlamakla ilgilidir.
Kullarını çok seven Allah Teâlâ, onlardan birini affeden, hatasını görmezden gelen kimsenin değerini, diğer kullarının yanında yükseltir. Gönüllerin dizgini onun elinde olduğu ve gönüllere dilediği gibi hükmettiği için, affeden ve suç bağışlayan kimseyi diğer kullarına sevdirip saydırır.
Allah Teala’nın insanın değerini yükseltmesinin bir şekli de, kulunu cennetine alması, cennet nimetlerini ona sunması ve böylece kendisine değer verdiğini göstermesidir.
Buradaki üçüncü ahlak esası ise, Allah rızası için alçak gönüllü olanı Cenab-ı Mevla’nın yücelteceğidir.
Bir mümin, sadece iyi bir mümine karşı alçak gönüllü davranacaktır. Buna karşılık kibirli, kendini beğenmiş, burnundan kıl aldırmayan, insanlara yukarıdan bakan ve onlara haksız davranan kimselere asla tevazu göstermeyecektir. Böyle kimseler ile gönlünü dünyaya kaptıran, her şeyi parayla ölçen kimselere tevazu göstermeye kalkmak, İslâm’ın izzetinden fedakarlık yapmaktır ki, buna kimsenin hakkı yoktur.
Tevazu menfaatperestlik değildir. Tevazu korkaklık hiç değildir. Tevazu hak karşısında boynu kıldan ince olmaktır. Hakkına razı olmaktır. Mümin ancak saygıyı haketmiş bir büyüğünün önünde Allah rızası için eğilir. Tevazu gösterirken aklından hiçbir çıkar geçmez.
İşte böyle olan kulunu Allah Teala hem insanlar yanında yükseltir hem de cennetini ve cemalini ikram ederek onu melekleri katında değerli kılar.
Özetle:
– Sadaka malı eksiltmez.
– İnsanları bağışlayan kimsenin değerini Allah Teala artırır.
– Allah rızası için tevazu gösteren kimse, Cenab-ı Hakk’ın yardımıyla insanların yanında değerli ve itibarlı bir mümin olur. (bk. Riyazü’s Salihin – İmam Nevevi Tercüme ve Şerh)
Selam ve dua ile…
İlk yorum yazan siz olun.